24 Kasım: Başöğretmen’e ve Öğretmenlere Vefa

Bugün sadece öğretmenleri değil… bir ülkenin ufkunu değiştiren o büyük Başöğretmeni de hatırlama günü aslında.

Türkiye’nin eğitim hikâyesi kürsülerde değil; Atatürk’ün “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir” sözünde başlıyor.

Ve o sözü öyle sahne ışıklarının altında söyleyip kenara çekmedi. Kara tahta başına geçti. Tebeşiri eline aldı. Köylünün kapısını çalıp harfleri tek tek öğretti.

O meşhur fotoğraf hâlâ aynı şeyi anlatıyor;

Eğitim, devlet politikasından önce bir vicdan meselesi.

Anadolu’nun dört bir yanında öğretmenler bu vicdanın nöbetini tutuyor yıllardır.

Kimi kırk kişilik sınıfta göz göze gelmeye çalışıyor çocuklarla,

kimi imkânsızlığın ortasında bir öğrencinin yolunu aydınlatıyor.

Ve tüm aksaklıklara rağmen bu ülkenin geleceğini ayakta tutan güç… yine onlar.

Biz ise çoğu zaman yılda bir kez hatırlıyoruz.

Oysa 24 Kasım sadece bir “kutlama” değil.

Bir teşekkür günü.

Biraz da yüzleşme.

Atatürk’ün öğretmene verdiği değeri hatırlayıp, bugün o değerin neresindeyiz diye sorma günü.

Çünkü bir ülke, öğretmenine sahip çıktığı kadar güçlüdür; gerisi söz kalabalığı.

Bu yüzden 24 Kasım yalnızca bir tarih değil,

Başöğretmen’den bugünün fedakâr öğretmenlerine uzanan bir saygı zinciridir.

Tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.

Atatürk başta olmak üzere bu ülkeye ışık olmuş tüm öğretmenlere… Saygıyla.