Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2025 yılının ilk dört ayında 138 kadın öldürüldü. Bu ölümlerden 103’ü kadın cinayeti olarak kayıtlara geçerken, 35’inin ise şüpheli ölüm olarak sınıflandırıldığı belirtildi. En çarpıcı veri ise, kadınların yüzde 60.9’unun kendi evlerinde, yani en güvende olmaları gereken yerde hayatlarını kaybetmiş olması. Platformun nisan ayı raporuna göre, sadece bir ayda 29 kadın öldürüldü. Cinayetlerin büyük bir kısmı, kadınların boşandığı ya da boşanma aşamasında oldukları erkekler tarafından işlendi. Bu durum, kadının bağımsızlaşma çabasının hâlâ ciddi bir tehdit olarak algılandığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Son dönemde artan kadın cinayetleriyle ilgili özel açıklamalarda bulunan Avukat Anıl Aba, kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) önemli değişiklikler yapıldığını belirtti ve çözüm önerlerini sıraladı. Aba, özellikle 27 Mayıs 2022’de yürürlüğe giren 7406 sayılı kanunla birlikte, kadına karşı işlenen suçların cezalarının ağırlaştırıldığını vurguladı.

YENİ DÜZENLEME HAKKINDA BİLGİ VERDİ
“TCK’nın 82. maddesine eklenen yeni düzenleme ile kadına karşı işlenen kasten öldürme suçu, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılıyor” diyerek sözlerine devam eden Anıl Aba, “Ayrıca, yalnızca “eşe” karşı değil, “boşandığı eşe” karşı işlenen eziyet ve hürriyetten yoksun bırakma suçları da nitelikli hal kapsamına alındı. Bu kapsamda; eziyet suçunda ceza 3 ila 8 yıl arası, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunda ise ceza 2 ila 10 yıl arasında değişiyor. Bir başka önemli değişiklik de kamuoyunda “kravat indirimi” olarak bilinen uygulamalarda yaşandı. Failin duruşmadaki hal ve kıyafetine göre verilen takdiri indirimlerin kapsamı daraltıldı. Artık bu tür indirimler kadına karşı suçlarda geçerli değil” diye konuştu.

HUKUKİ DEĞİŞİKLİKLER YETERLİ Mİ?
Aba, yasal düzenlemelerin önemli bir adım olmakla birlikte, bu düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanmasının ve toplumsal farkındalığın artırılmasının elzem olduğunu söyledi. “Sorunun kökeni, sadece yasaların zayıf olmasında değil, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ataerkil zihniyette yatıyor” diyen Aba, “Kadınların hayatlarını kaybettiği birçok olayda, boşanma süreci veya ekonomik bağımsızlık çabası erkekler tarafından tehdit olarak algılanıyor” ifadelerini kullandı.

TAVSİYELER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ NELERDİR?
Avukat Aba, toplumda büyük infial yaratan kadın cinayetleriyle ilgili tavsiye ve çözüm önerilerini de paylaşarak şu sözleri söyledi; “Caydırıcı yargı kararları gerekiyor. Mahkemeler, hafifletici nedenlere dayanarak failleri koruyan kararlar vermemeli. Failin kravatı, pişmanlığı ya da haksız tahrik savunması, bir cinayeti hafifletemez. 6284 sayılı kanunun uygulanması denetlenmeli. Uzaklaştırma kararları tek başına değil, etkin güvenlik önlemleri ile desteklenmelidir. Deliller kaybolmadan, ilk andan itibaren titizlikle yürütülen soruşturmalarla şüpheli kadın ölümleri aydınlatılmalı. Her ölüm “intihar” olarak kayda geçirilmemelidir. Eğitim müfredatına toplumsal cinsiyet eşitliği dersleri eklenmeli. Yargı mensupları dahil tüm kamu görevlileri bu konuda özel eğitim almalıdır. Medya, kadın cinayetlerini “aşk cinayeti”, “kıskançlık krizi” gibi romantize eden bir dilden uzak durmalı; şiddeti meşrulaştırmamalıdır”




