Baharın Müjdecisi Hıdırellez

Her yıl 5 Mayıs gecesi ile 6 Mayıs sabahı arasında Anadolu'nun dört bir yanında yürekleri umutla dolduran bir gelenek yaşanır: Hıdırellez. Baharın gelişiyle doğanın yeniden can bulması gibi, insanlar da dilekleriyle, dualarıyla ruhlarını tazeler. Bu gelenek, sadece bir kültürel miras değil, aynı zamanda ortak hafızamızın en renkli sayfalarından biridir.

Her yıl 5 Mayıs gecesi ile 6 Mayıs sabahı arasında Anadolu'nun dört bir yanında yürekleri umutla dolduran bir gelenek yaşanır: Hıdırellez. Baharın gelişiyle doğanın yeniden can bulması gibi, insanlar da dilekleriyle, dualarıyla ruhlarını tazeler. Bu gelenek, sadece bir kültürel miras değil, aynı zamanda ortak hafızamızın en renkli sayfalarından biridir.

Hıdırellez’in temelinde Hz. Hızır ile Hz. İlyas’ın yeryüzünde buluştukları geceye duyulan inanç yatar. Bu iki ulu kişinin, zor durumda olanlara yardım ettiğine, bolluk ve bereket getirdiğine inanılır. Bu yüzden insanlar dileklerini bir kâğıda yazar, gül ağacının dallarına veya altına asarlar. En makbul zamanın ise 5 Mayıs akşam ezanı vakti olduğu söylenir. Amaç yalnızca istemek değil, isteği tüm detaylarıyla tasvir edebilmek, hayalin sınırlarını çizebilmektir.

Bir ev isteyen biri için sadece “ev” demek yetmez. Nasıl bir ev? Kaç odalı? Hangi semtte? Kaçıncı katta? İşte tüm bu detaylar, isteklerin netliğini güçlendirir. Aynı şey ilişki ya da evlilik dilekleri için de geçerlidir. Kişinin fiziksel ve ruhsal özelliklerinden tutun, evlenmek istenen tarihe kadar her şey açıkça yazılır ya da hayal edilir. Ardından 7 Fatiha, 7 İhlas, 7 Ayetel Kürsi okunur, 55 kez de “Ya Mücib” esması zikredilerek dilek kırmızı bir keseye konur ve gül ağacına asılır. Ertesi sabah ise dilek kâğıtları geri alınır. Paralar cüzdana yerleştirilir ve yıl boyunca saklanır, harcanmaz. Bereketin, yıl boyunca eksilmeden sürmesi için...

Bu özel gün, sadece dilekler ve niyetlerle sınırlı değildir. Bazı yerlerde oruç tutulur, sadaka verilir, hatta adak adanır. Çünkü inanışa göre o gün yapılan her niyetin, her duanın kabul olma ihtimali daha yüksektir. Kurban kesme adeti de, bereketin çoğalması ve niyetlerin temiz kalple sunulması için yapılan önemli bir uygulamadır.

Gelenekler bölgeden bölgeye değişse de, ortak bir duygu etrafında birleşir: Yenilenme. Baharın sadece doğayı değil, insanı da canlandırdığına dair kadim bir inanç bu. Kimimiz sağlık diler, kimimiz aşk, kimimiz ise daha adil bir dünya... Ve belki de Hıdırellez’in en güzel tarafı budur. Hayatın karmaşasında unuttuğumuz hayal kurmayı hatırlatması.

Belki bu yıl, sadece kendi dileklerimizi değil; doğanın, hayvanların ve geleceğimizin de dileklerini gül dalına asmalıyız. Çünkü gerçek bereket, sadece istemekte değil; vermekte, paylaşmakta ve hatırlamakta gizlidir.

Hıdırellez kutlu olsun. Umutlarınız çiçek açsın!