Denizli Haber-Denizli’de hububat sezonu devam ederken Denizli Merkez Ziraat Odası Başkanı Hamdi Gemici önemli açıklamalarda bulundu. Çiftçinin geçen yıldan bu yana sorunlar yaşadığını kaydeden Başkan Gemici, “Şu anda borsada ekmeklik buğday fiyatı 15 liranın üzerine çıktı. Bazı hububat borsalarında ise çiftçi borçlu olduğu için ürününü elinden çıkarmak zorunda kalıyor. TMO’nun (Toprak Mahsulleri Ofisi) fiyatı ise zaten ortada. Şu an çiftçi için verimler yüzde 25-40 arasında değişiyor ve bu oran 40’lara doğru düşüş gösteriyor. Yani rekolte düşüklüğü ciddi bir sorun. Bu şartlarda çiftçinin mutlu olması mümkün değil. Önceki yıllarda tohum başına verilen destekler bu yıl artık yok. Sadece temel üretim desteği ve üretim planlaması kapsamında alan bazlı destek verilecek. Ancak bu destekler, artan maliyetleri karşılayacak ve çiftçiyi kazandıracak gibi görünmüyor” diye konuştu.
“NAKİT SIKINTISI ÇEKİLİYOR”
Çiftinin nakit sıkıntısı içerisinde olduğunu kaydeden Gemici, “Çiftçi şu an nakit sıkıntısı içinde ve bir an önce ofise teslim edilen ürünlerin bedellerinin ödenmesi büyük önem taşıyor. Daha önceki yıllarda fiyatlar açıklanıp yükselme trendine döndüğünde, fiyatlar revize ediliyordu. Ancak şu anda 15 liraya çıkan buğday fiyatı, çiftçinin daha önce 13.5 liraya sattığı ürün nedeniyle moralini bozuyor. 2024 yılından bu yana çiftçinin gelir seviyesi hızla düşüyor. Bunun temel sebebi ise girdilerdeki fiyatların aşırı yükselmesi ve bunun üretim maliyetlerini artırmasıdır. Verilecek destekler ise kıyaslandığında oldukça yetersiz kalıyor. Bu durum sadece hububatla sınırlı değil. Önümüzdeki süreçte meyve, dona, doluya ve olumsuz hava koşullarına bağlı olarak fiyatlar ateş pahası haline geliyor. Tüketici fiyatları karşılayamazken, çiftçinin gelir kaybı artıyor. Arada çiftçi mağduriyet yaşıyor” ifadelerini kullandı.
“ÇİFTÇİ KADERİNE TERK EDİLMİŞ DURUMDA”
Tarımda sulama problemlerinin de sürdüğünü kaydeden Başkan Gemici, “Kısıtlı sulama sorunu da devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi’nin bir an önce kentsel atık suları arıtıp kullanılabilir hale getirmesi her şeyden önemli ve acil bir ihtiyaçtır. Çünkü sulama havzasında, Cindere’den gelen su 105 kilometre mesafede Sarayköy’e ulaşıyor ve burada mağduriyetler yaşanıyor. Su olmayınca, arıtılmamış, kimyasallı, ağır metalli sanayi atıkları ve yüksek tuzluluk oranı çiftçiye büyük kayıplar yaşatıyor. 5 bin metrekarelik alanda yetkililer numune alıp, kirleticinin kaynağı konusunda çalışma yapmamış. Bölge kendi kaderine terk edilmiş durumda” dedi.