Denizli Haber-İlhan'ın kamuoyuna yönelik basın açıklaması söyle; "Hukuksuzluğun Kayyumu Olmaz! Halkın İradesine Darbe, Demokrasiye İhanettir!
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanımızın, hiçbir hukuki ve anayasal temele dayanmayan bir mahkeme kararıyla görevden alınması ve yerine kayyum atanması, yalnızca partimize değil, halkın iradesine ve anayasal düzene yönelmiş açık bir darbedir.
Bu karar; adaletin değil, siyasal baskının ürünüdür. Bu karar; hukukun üstünlüğünün değil, üstünlerin hukukunun sahneye sürüldüğü bir dönemin ayıbıdır.
Cumhuriyet Halk Partisi, 100 yıllık geçmişiyle bu ülkenin temel direğidir. Bir CHP il başkanına dokunmak, halkın seçme-seçilme hakkına, siyasi örgütlenme özgürlüğüne ve en nihayetinde Anayasa’ya dokunmaktır.
Hiç kimse, hiçbir merci, halkın meşru temsilcilerini görevden alacak yetkiyi keyfi biçimde kullanamaz. Bu ülkede görevden alma yetkisi mahkemelere değil, millete aittir. Atanmış kayyumlar, seçilmişlerin meşruiyetine asla ortak olamaz. Bunu dayatmak, sadece siyasi ahlaksızlık değil, aynı zamanda anayasal bir suçtur. Bu karar; Anayasa'nın 2. maddesinde tanımlanan 'demokratik hukuk devleti' ilkesine açıkça aykırıdır."
"KAYYUM DERHAL GERİ ÇEKİLSİN!"
CHP'li Müjdat İlhan devamla açıklamasını şöyle sürdürdü; "Çünkü hukuk, siyasi baskının aracı olamaz.
Çünkü yargı, iktidarın sopası olamaz. Çünkü halkın iradesi, mahkeme kararıyla gaspedilemez!
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 68. ve 69. maddeleri, siyasi partilerin örgütlenme hakkını güvence altına alır. Siyasi partiler, demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.
Siyasi partilerin iç işleyişine yargı yoluyla müdahale etmek, bu temel anayasal güvenceyi yok saymak demektir.
Buradan açıkça sesleniyorum: Bu kararı verenler, bu hukuksuzluğun bedelini tarih önünde, hukuk önünde ve en nihayetinde halkın vicdanında ödeyecektir.
Halkın iradesine, partimizin onuruna ve demokrasiye yapılan bu saldırıyı asla kabul etmiyoruz. Geri adım atmayacağız, sinmeyeceğiz, susmayacağız. Çünkü biz, susmanın onaylamak olduğunu çok iyi biliyoruz.
Bizi susturabileceklerini zannedenler, bu partinin hangi temeller üzerine kurulduğunu unutanlardır. Biz bu topraklarda, kurtuluşu örgütleyen bir partiyiz. Biz bu halkın alın terini, emeğini, hakkını savunanlarız. CHP'nin bir il başkanını görevden almak, bu mücadeleyi durdurmaya yetmez. Çünkü bu mücadele koltukla değil, inançla yürütülür.
Hukuksuzluğa karşı susmak, suça ortak olmaktır.
Bu hukuksuzluğa boyun eğen herkes, yarın bu düzenin mağduru olabilir.
Bugün bir il başkanımıza yapılan, yarın bir belediye başkanımıza, sonra bir milletvekilimize, sonra hepimize yapılacaktır.
Bu gidişata 'dur' demek, sadece CHP’lilerin değil, bu ülkenin demokrasiye inanan her yurttaşının sorumluluğudur.
Bu vesileyle çağrımızdır:
Atanan kayyum derhal geri çekilmelidir.
İl Başkanımız derhal görevine iade edilmelidir.
Yargı eliyle siyaseti dizayn etme girişimlerine son verilmelidir.
Yargı bağımsızlığı acilen sağlanmalıdır.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, hiçbir tehdide boyun eğmeyeceğimizi, bu kararı tanımadığımızı ve hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz.
Halkımızın iradesine, hukuk devleti ilkesine ve örgütlü demokratik mücadelemize yapılan bu saldırının karşısında dimdik duracağız.
Bu dava, sadece bir partinin değil, bu ülkenin geleceğinin davasıdır.
Kayyum darbedir. Darbeye karşı susmayacağız!
Saygılarımla…”