Sağlık turizmine ülkemizde 2008 yılından itibaren daha fazla önem verilmiş ve sektörde söz sahibi olunmaya çalışılmıştır. Bununla beraber ülkemiz henüz istenilen seviyeye çıkamamıştır. Ülkemiz sağlık anlamında önemli bir noktaya gelmişken sağlık turizmi için aynı şeyi söylemek güç.
ülkemizde bir çok şehir sağlık turizmi anlamında çalışmalar da bulunmuş kimisi bu konuda başarıya ulaşmış kimisi de beklenen seviyeye gelememiştir. sağlık turizminin kendi içinde de türleri vardır. Bu türler başlıca şunlar olarak karşımıza çıkıyor;
Medikal Turizm:
Medikal turizm genellikle yüksek gelirli ülkelerden düşük ve orta gelirli ülkelere daha ucuz sağlık hizmeti almak için yapılan seyahat olarak tanımlayabiliriz. Tıp doktorlarınca yapılan tedavi hizmetlerini almak üzere hastanın ikamet ettiği yerden başka bir yere seyahat etmesidir. Aynı ülkede iller arası seyahat olabildiği gibi uluslararası seyahat şeklinde de olabilir. Dolaysı ile medikal turizm denince tıbbi tedavi hizmetleri akla gelmektedir.
Termal Turizm:
SPA ve Wellness turizmi olarak da bilinen termal turizm, termal suların çeşitli tedavi yöntemleri ve eğlence ve rekreasyon amaçlı kullanılmasıdır. Genel anlamda, kaplıca sularının fizik tedavi ve egzersiz şeklinde değerlendirilmesi şeklinde olmaktadır. Yer altı sıcak su kaynaklarının çıktığı yerlerde oluşturulan otel tarzı yerlerde barınma ve bununla beraber fizik tedavinin uygulanmasıdır. Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Bali, Maldivler başta gelen ülkeler arasındadır. Ülkemizi de bu ülkeler arasına koyabiliriz aslında.
Yaşlı Turizmi:
Bakıma muhtaç yaşlı insanların tedavilerinin sağlanması amacıyla başka ülkelere seyahat etmeleridir.
Engelli Turizmi:
Bu turizm çeşidi engellilerin seyahat etme, gezme, eğlenme ve tedavi görme ihtiyaçlarına yönelik olarak gelişen bir turizm türüdür.
bunların içinde en çok dikkatimi çeken ülkemizde de bir çok örneği olan termal turizm diye düşünüyorum. örneğin, Yalova da bulunan armutlu kaplıcası, bursa oylat kaplıcası, Ankara Kızılcahamam kaplıcası, Afyonkarahisar Gazlıgöl kaplıcaları... bu örnekler daha arttırılabilir ama benim dikkat çekmek istediğim yer Denizli Pamukkale travertenleri.
Ülkemizin en turistik yerlerinden biri olan Pamukkale Travertenleri aynı zamanda ülkemizin en ünlü termal kaynağı olsa da turist çekme yönünde yetersiz kalıyor diye düşünüyorum mesela bir Afyonkarahisar kaplıcaları kadar oturmuş bir sağlık turizmi mevcut değil halbuki Denizli şehri afyon iline göre daha gelişmiş ve gelişmekte olan bir şehir. yeterli tesislerin olmaması halen daha sadece pansiyon sistemi altında hizmet veriliyor olması turist çekme konusunda yeterli ilgiyi görmüyor. Oysa ki UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Pamukkale Travertenleri’nden çıkan suyun sıcaklığı yaklaşık 33 derece ile 36 derece dolaylarında seyrediyor. Kaplıcanın suyu antik çağlardan beri birçok hastalığa şifa için kullanılıyor.
Yani demek istediğim her şehrimizin ayrı güzellikleri mevcut fakat bunları yeteri kadar verimli kullanamıyoruz .