Denizli Haber- 90’lı yıllarda devletin en üst düzey protokol trafiğini yöneten, Türkiye’nin saygıdeğer isimlerinden biri olarak bilinen Başkomiser Abdurrahman Yılmaz, Antalya’nın Kemer ilçesi Çıralı Mahallesi’nde yaşama veda etti. 23 yıl boyunca Atatürk Havalimanı VIP Salonu Protokol Müdürü olarak görev yapan Yılmaz, meslek hayatı boyunca sessiz ve derin bir iz bıraktı. Cenazesi, yaşamını sürdürdüğü Çıralı’da kaldırılarak toprağa verildi.
O dönem Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın prenslerinden olarak ta nitelendirilen Denizli’nin Acıpayam ilçesine bağlı Yumrutaş mahallesind dünyaya gelen Abdurrahman Yılmaz, çocuk yaşlarda odun taşıyıp saban sürerken kurduğu tek hayal, polis olmaktı. O yıllarda hayranlıkla izlediği korkusuz polislerin yer aldığı filmler, onun için yalnızca bir meslek tercihi değil, aynı zamanda köydeki yoksulluğun ve görünmezliğin dışına çıkmak için bir umut kapısıydı.
Ortaokul mezunu olarak polisliğe adım atan Yılmaz, lise eğitimini yarım bırakmasının pişmanlığını ömrü boyunca taşıdı. "Okusaydım, belki İstanbul Emniyet Müdürü olurdum" sözleri, içindeki ukdeyi açıkça gösteriyordu. Ancak eğitimini tamamlayamamış olması, onu ne başarıdan ne de hizmetten alıkoydu. Mütevazı köyünden çıkarak Atatürk Havalimanı’na uzanan kariyerinde, Cumhurbaşkanlarından devlet başkanlarına, büyükelçilerden iş insanlarına kadar yüzlerce önemli ismin ilk karşılandığı ve uğurlandığı kişi oldu.
İşsizlere umut olmuştu
Yılmaz’ın görev anlayışı yalnızca protokol düzeniyle sınırlı kalmadı. Görev süresince edindiği ilişkileri memleketine ve ihtiyaç sahiplerine faydaya dönüştürmeyi kendine görev bildi. VIP salonundaki görevinden dolayı tanıştığı etkili isimlerin, “Senin için ne yapabiliriz?” tekliflerine cevabı hep aynı oldu: “İşsizlere iş, köyüme yatırım.” Bu tutumuyla o dönemin yüzlerce işsizini çeşitli kurumlara yerleştirdiğini ve köyüne kaloriferli ilk okulu kazandırdığını gururla anlatıyordu. Adı Acıpayam’da bir parkta ve bulvarda yaşatılıyor.
"Hiçbir VIP, Diğerinden Farklı Olmadı"
Turgut Özal döneminden itibaren görev aldığı yıllarda devletin kalbi havaalanında atarken, o da bu trafiğin en kritik noktalarından birindeydi. “Cumhurbaşkanı ya da başbakan ne zaman ayrılacaksa, ben de o zamana kadar görevde kalırdım” diyen Yılmaz, görevini her zaman tarafsızlık ilkesiyle yürüttü. “Bazısı uçağı kaçırır, durdurmamı isterdi. Hiçbir VIP için uçağı durdurmadım” diyerek, devlet ciddiyetini ve görev etiğini ömrü boyunca koruduğunu vurgulamıştı.
Toprağa Dönme Hayaliyle Veda Etti
Yıllar önce emekli olan Yılmaz, ömrünün son günlerini Akdeniz’in sakin kıyılarında geçirdi. Şimdi, gençliğinde saban sürdüğü toprakların benzerine, Antalya’nın Çıralı Mahallesi’nde ebedi uykusuna yattı.