Eğitim-İş Denizli 1 No’lu Şube Başkanı İlker Zengin ve 2 No’lu Şube Başkanı Tahir Çetin tarafından yapılan ortak açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesinin kamusal, laik, bilimsel ve eşitlikçi eğitim anlayışı üzerine kurulu olduğuna dikkat çekilerek, bu anlayışın son 20 yıldır sistemli şekilde tasfiye edildiği ifade edildi.
Açıklamada, proje okulları uygulamasının ilk olarak 2014 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı tarafından başlatıldığı, ancak bugün 2318 okula ulaşarak içeriği boşaltılmış bir yapıya dönüştüğü belirtildi. Bu uygulama ile öğretmen güvencelerinin yok edildiği, eğitimde liyakatin tahrip edildiği savunuldu.
“Bu bir proje değil, tasfiye operasyonudur”
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in daha 2014 yılında müsteşarken sarf ettiği “Mevzuatlara rağmen bildiğimizi yapacağız” sözlerinin bugün yaşananların habercisi olduğu belirtilen açıklamada, yüzlerce öğretmenin gerekçesiz şekilde görevlerinden alındığı, okul kültürlerinin dağıtıldığı vurgulandı.
Özellikle İzmir Atatürk Lisesi gibi köklü kurumlarda öğretmenlerin norm fazlası bahanesiyle sürgün edildiği ifade edilen açıklamada şu sorular yöneltildi:
Öğretmenin görev yerinin değiştirilmesine dair objektif gerekçeler nelerdir?
Yüksek lisans ve doktora sahibi, başarı belgeleriyle ödüllendirilmiş öğretmenler hangi kritere göre yetersiz görülmüştür?
Yerlerine atanacak öğretmenlerin liyakati neye göre ve kim tarafından belirlenmektedir?
“Cumhuriyet’in eğitim anlayışı sistemli şekilde tasfiye ediliyor”
Eğitim-İş, proje okullarında uygulanan sistemin öğretmenlerin bilgisi, birikimi ve emeğini yok saydığını ve siyasi iktidarın kendine bağlı kadrolar oluşturmayı hedeflediğini savundu. Açıklamada, “Bu sadece bir personel değişimi değil; bir hafızanın, bir kültürün ve Cumhuriyet’in eğitim anlayışının tasfiyesidir” denildi.
“Proje değil, adalet istiyoruz”
Sendika, tüm öğretmenler için adil ve eşit bir atama sistemi, tüm öğrenciler için nitelikli ve eşit eğitim hakkı talep ettiklerini dile getirerek, “Eğitimde liyakat ve hukuk esas alınmalıdır. Öğretmenlerin sürgünle terbiye edilmediği bir sistem istiyoruz” açıklamasında bulundu.
Yurdun dört bir yanındaki köklü okullarda öğrencilerin ve mezunların, öğretmenlerine sahip çıkmak için eylemler başlattığı belirtilen açıklama, “Bu dayanışma, karanlığa karşı yanan bir umut ateşidir. Ve biz o ateşi birlikte büyüteceğiz” ifadeleriyle sona erdi.
