Türkiye’nin yanı sıra, kullanıcıların bildirdiğine göre İtalya, İspanya, Sırbistan, Hırvatistan, Bulgaristan, Yunanistan ve Gürcistan’ın da tamamında Google Cloud grubunun sunucularına ulaşılamadı. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Chicago şehri başta olmak üzere birçok ABD eyaleti ve şehrinden de giriş yapılamadığı şikayetleri dikkat çekti. Bu arada, Türkiye’de bulunan “Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi” de, Google’dan kesinti sebebiyle teknik rapor talep etti.
Google’ın bütün servislerinin çökmesi, entegre sistemler ile örülü dijital dünyamızda senkronizasyon ile erişim sağlanan Gmail ve Youtube gibi yüzlerce diğer bütün servisleri de otomatik olarak servis dışı bıraktı. Kısaca, Google alt yapısını kullanan abonelikli hizmetlere ulaşılamadı. “Google yoksa, sen de yoksun” gibi tuhaf bir durum ortaya çıktı. Komplovâri bir şekilde yaklaşım sergileyenler ise “nasıl bir ketenperedir bu” diye de düşünmedi değil. Entegre sistemler ve senkronizasyon işlemleriyle neredeyse her hizmete, Google servis sağlayıcıları ve Gmail hesaplarıyla bağlantı kuruluyor. Google Search, Youtube, Google Drive, Gmail ve Google Maps gibi temel hizmetlere erişememek ciddi bir ‘dijital anksiyete’ye yol açtı. Zira; günümüz dünyasında internet demek, Google demek… Bu durum bile dehşete düşmeye yetip de artıyor.
DİJİTAL BİR RESET Mİ, YOKSA BİR TEST Mİ?
Google’dan yapılan açıklamada; sisteme saldırı olduğu belirtilerek, her gün gelen kötü amaçlı yazılım ve kimlik avı girişimlerinin yüzde 99,9’unun engellendiği vurgulandı. Google’ın bu açıklamasının çok resmi bir açıklama olduğu ve gerçeği yansıtmadığı iddia edilirken, konunun uzmanları; bölgesel bir altyapı probleminden veya ağ yapılandırma / yönlendirme hatalarından kaynaklanmış olabileceğini ifade ettiler. Bazı uzmanlar ise “siber saldırı” ya da “dijital reset” ihtimali üzerinde duruyor. Çoğu kullanıcı da “bu bir arıza mı, bir test mi” diye sorular sordu. Haklılar… Kullanıcıların neredeyse bütün şifreleri Chrome tarayıcısına kayıtlı. Chrome tarayıcısı da direkt olarak Gmail hesabıyla senkronize ediliyor. Gmail hesabına entegre edilmiş olan bütün şifreler de bir risk taşıyor. Diyelim ki şifreler çalındı, korunamıyor ve problem de çözülemiyor. Sistem kilitlenmiş. O zaman ne yaparsınız? Fişi bi’ çekip takarsınız. Yani bir reset atıp sistemi sıfırladıktan sonra temiz bir kafayla devam edersiniz. Ya da… Birileri fişi mi çekti? O karanlık anda neler oldu? Bu durum tüyleri bir miktar daha diken diken ediyor.
Öyle ya da böyle, bizler yine buz dağının üst kısmını göreceğiz. Buz dağının alt kısmı hep karanlıkta kalacak.
YERLİ VE MİLLÎ TEKNOLOJİLER ŞART…
Bizler vatandaş olarak ve ülke olarak bu durumdan nasıl bir vazife çıkarmalıyız? Bu yaşanan durum bizlere ne anlatmalı ve öğretmeli? Gelin biraz da bunu irdeleyelim…
Bu olay bizlere ne gösterdi? Tek bir sistem çöktüğünde modern dünyanın çarklarının tamamen durduğuna şahit olduk. Yani dijital hayatımız pamuk ipliğine bağlı. Bu ve benzeri olaylar daha önce de yaşandı. Sanki hayat durdu. Diğer yandan bütün bu yaşananlar, hamâsi eylem ve söylemden öte, yerli ve millî servislerin ne denli önemli olduğu bir kez daha ortaya koymuş oldu. Evet, global bir evrenin içerisinde bağlı sistemlerle çevrili bir yapının içerisinde yaşıyoruz, kabul. Fakat, millî uygulamalar ve hizmetler her daim kaçınılmaz bir durumdur. Tercih değil, zorunluluktur. Adı üstünde, “bağlı/bağımlı” demek seni bir sisteme bağlayan mecraları ifade ediyor.
FRANSA BİLE…
Mesela, Fransa’da bakanlar dâhil bütün kamu çalışanlarına güvenlik gerekçesiyle millî mesajlaşma uygulaması ‘Tchap’ı kullanma zorunluluğu getirildi. Gerekçe olarak da WhatsApp ve Telegram gibi uygulamaların ana güvenlik garantilerini sağlamadığı ifade edildi. Fransa gibi bir ülke böyle bir karar alıyorsa, her ülkenin oturup düşünmesinde yarar görüyorum. Birçok ülke de millî dijital teknolojileri ile kendi ulusal güvenliğini sağlamak için yoğu çaba sarf ediyor. Türkiye olarak bundan geri durmamamız söz konusu olamaz.
Öte yandan küresel bir dünyada global şirketlerin servislerinden kaçınmak gerçekçi bir yaklaşım olamaz. Fakat yerli teknolojiler kaçınılmaz bir tercih olarak önümüzde durmaktadır. Türk şirketlerinin de global bir düzende projeler üretmesi elzemdir. Neyse ki son yıllarda göstermiş olduğumuz “Millî Teknoloji Hamleleri” ile gerilerden geldiğimiz bu yolculuğu birçok ülkenin yanında olarak ve hatta geçerek göstereceğiz. Yerli ve millî teknolojiler olmazsa olmaz gündem maddemiz olmalıdır.