Denizli Haber - Konuşmasının başında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’ne atıf yapan Gülizar Biçer Karaca, son dönemde cezaevinden izinli çıkan failler tarafından işlenen kadın cinayetlerine dikkat çekti. “Son günlerde sürekli cezaevinden izinli çıkan, izinli çıktığında failler tarafından katledilen kadın cinayetleri ile ülkemiz sarsılıyor” diyen Biçer Karaca, seçim bölgesi Denizli’de de iki kadının, kendisine daha önce suç işlemiş ve cezaevinden izinli çıkan eski kocası ve iş arkadaşı tarafından öldürüldüğünü hatırlattı.

Honaz'da Kur'an Kursu dualarla açıldı
Honaz'da Kur'an Kursu dualarla açıldı
İçeriği Görüntüle

Dünyadaki örneklere bakıldığında bu riskin özel mekanizmalarla yönetildiğini belirten Biçer Karaca, birçok ülkede kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet faillerinin risk değerlendirme kurullarıyla izlendiğini vurguladı. “Bütün dünyada bunun örnekleri nedir diye baktık; risk değerlendirme kurulu diye bir kurul oluşturulmuş. Böyle bir kurulun oluşturulması elzemdir diye düşünüyorum” diyen Biçer Karaca, sadece 2025 yılında tespit edebildikleri en az 7 kadının cezaevinden izinli çıkan failler tarafından yaşamdan koparıldığını belirterek Adalet Bakanlığını acil yasal düzenleme yapmaya çağırdı.

STAJYER AVUKATLARIN TALEPLERİ: “STAJDA ASGARİ GÜVENCE”

Gülizar Biçer Karaca, konuşmasının ikinci bölümünde Denizli Barosu Stajyer Avukatlar Komisyonunun notlarını Bakan’a iletti. “Geçtiğimiz günlerde Denizli’de Denizli Barosu Stajyer Avukatlar Komisyonunun bir eğitim çalışmasına katıldım. Oradan stajyer avukat arkadaşlarımızın sizlere teslim edilmek üzere verdikleri notlar var, bunları sizlere aktarmak isterim” diyerek stajyerlerin şu çağrısını aktardı:

“Stajyer avukatlar diyor ki; bazı odalarda bütçeden kaynak aktarılıp odalara veriliyor, onların stajyerleri staj süreçlerinde maaş ve ücret alıyor. Yargı harç ve cezalardan barolara kaynak aktararak stajyer avukat arkadaşlarımızın aylık ücret almalarının sağlanmasını temin etmeniz onların talebidir, bizlerin de talebidir.”

Yeşil pasaport düzenlemesine değinen Biçer Karaca, mesleğe yeni başlayan avukatların bırakın pasaportu, temel sosyal güvenlik primlerini bile ödeyemediğini vurguladı. “Mesleğe yeni başlayan avukat arkadaşlarımız bırakın yeşil pasaportu, Bağkur primlerini dahi ödeyemiyorlar” diyen Biçer Karaca, bir yıllık BAĞKUR prim istisnasının kaldırılmasının konuşulduğunu; genç avukatların “Eğer bu kaldırılırsa biz Bağkur primlerini ödeyemeyiz, bırakın kaldırmayı; baro aidatları ile birlikte bunun da 5 yıla çıkartılması talep ediliyor” sözleriyle seslerini duyurmaya çalıştığını aktardı.

19 MART DARBESİ VE EKREM İMAMOĞLU SORUSU

Gülizar Biçer Karaca, stajyer ve genç avukatların hukuk eğitimi ile adliyedeki uygulama arasındaki makası da komisyon gündemine taşıdı. Hukuk fakültelerinde ilk öğretilen ilkelerden birinin masumiyet karinesi olduğunu hatırlatarak, “Dediler ki meslektaşlarımız, mesleğe yeni başlayacak arkadaşlarımız; hukuk fakültelerinde bize masumiyet karinesi öğretildi, yani suçluluğu ispat edilinceye kadar herkes masumdur. Ama Sayın Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu ve içeride tutuklu bulunanların masumiyet karinesinden yararlanma hakları yok mu? Yoksa bugünün hukuk düzeninde masumiyet karinesi ortadan kaldırıldı mı diye sorarlar, bizler gibi” dedi.

Tutuklamanın istisna, tutuksuz yargılamanın ise kural olması gerektiğini vurgulayan Karaca, 19 Mart’tan itibaren yaşanan sürece dikkat çekerek, “Hukuk fakültelerinde tutuklama istisna, tutuksuz yargılanma esastır diyorlar. Peki 19 Mart’tan bugüne kadar bizim belediye başkanlarımız, Cumhurbaşkanı adayımız ve bürokratlarımız herhangi bir delile erişmeden neden tutuklandılar? Bunu sizden sormamızı talep ettiler, bizler de soruyoruz” sözleriyle 19 Mart sonrasını siyasi ve hukuki bir kırılma olarak nitelendirdi.

SORU ÖNERGELERİ VE HESAP VEREBİLİRLİK ÇATIŞMASI

Konuşmasının son bölümünde Adalet Bakanlığının internet sitesinde yer alan “değerler” sayfasına atıf yapan Gülizar Biçer Karaca, Bakanlığın kendi metinlerinde saydığı “hesap verilebilirlik” ilkesini hatırlatarak, bu ilkenin Meclis’e karşı yerine getirilmediğini söyledi. “Sitenize baktım, sitenizde diyorsunuz ki; değerleriniz var, o değerleriniz arasında hesap verilebilirlik diyor. Hesap verilebilirlik adına baktım, acaba hesap verilebilirliğin gereği yerine getirilmiş mi diye” diyen Karaca, tek adam rejimine geçildikten sonra elde kalan sınırlı denetim araçlarından birinin yazılı soru önergeleri olduğuna işaret etti.

Karaca, Adalet Bakanlığının soru önergelerine yanıt verme karnesini komisyon tutanaklarına geçirerek, “Bu soru önergelerinde süresi içerisinde soru önergelerine yanıtınız yüzde 9,5’larda, süresi geçtikten sonra yüzde 52,5’larda ve 1800 önergeye hiç cevap vermemişsiniz” dedi. Bunun üzerine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Kaç cevap vermişim? Cevap verdiğim önerge sayısı…” diyerek araya girdi. Karaca’nın “420” yanıtını vermesi üzerine Bakan, “O yanlış” sözleriyle rakama itiraz etti.

Gülizar Biçer Karaca ise bu verilerin TBMM’nin resmi kayıtlarından alındığını vurgulayarak, “Biz resmi kayıtlardan baktık, Sayın Bakan. Benim 5 dakika sürem biliyorsunuz, sürem de bitti zaten” diyerek sözlerini tamamladı. Biçer Karaca’ya ek süre verilmemesi, Adalet Bakanlığı bütçe görüşmelerinde soru önergeleri ve hesap verilebilirlik üzerinden yaşanan gerilimi ayrıca görünür kıldı.

Kaynak: HABER MERKEZİ