Denizli

Gülmek için eziyet

Uzman Diş Hekimi Merve Tekelioğlu, “gülüş estetiği”nin tek başına bir tedavi yöntemi olmadığını vurgulayarak, bu kavramın popüler kültür ve sosyal medya etkisiyle yanlış bir algıya dönüştüğünü ifade etti.

Denizli Haber - Uzman Diş Hekimi Merve Tekelioğlu, son yıllarda sıkça gündeme gelen “gülüş estetiği” hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Tekelioğlu, “gülüş estetiği” adı altında bu konuyu sınırlamanın ve lanse etmenin hekimlik vazifesine gölge düşürdüğünü ifade ederek, “Öncelikle çürüğe, diş eti hastalığına, travmaya ve pek çok etkene bağlı olarak oluşabilen diş, diş eti, sert ve yumuşak doku kayıplarını tedavi ediyoruz ve kaybedilen dokuları onarmaya çalışıyoruz. Bizler kozmetik amaçlı çalışmıyoruz. Bu tarz ifadeler, popüler kültür ve sosyal medya algısı etkisiyle oluştu diye düşünüyorum.” dedi.

Tekelioğlu, gülüş estetiği talebi ile gelen hastaların beklentilerinin daha çok görüntü odaklı olduğunu, dişlerin pozisyonu, rengi ve formunun hastaları rahatsız ettiğini söyleyerek, çoğunlukla estetik beklentiyle başvurduklarını aktardı. Sosyal medyanın oluşturduğu algının etkisinin yüksek olduğuna dikkat çeken Tekelioğlu, öte yandan tıbbi ihtiyaçlarla başvuran hastaların ise daha çok çiğneyememekten, ağrıdan, hassasiyetten ya da kanamadan şikayet ederek geldiklerini belirtti.

Genç hastalar görüntü odaklı geliyor

Estetik taleplerle başvuran hastaların daha çok gençlerden oluştuğunu belirten Tekelioğlu, dış görüntüsüne önem veren orta yaş grubundan da hastaların da olduğunu dile getirdi. Beklentilerin genellikle reklamlarda ve görsel medyada sunulan beyaz, parlak diş algısı üzerinden şekillendiğini ifade eden Tekelioğlu, “Oysa biz sadece dişlerin rengini ve formunu değil; çene kaslarını, çene eklemini, dişleri çevreleyen kemik dokuyu, diş etlerini, diş köklerinin durumunu, hastanın herhangi bir sağlık sorunu olup olmadığını, ilaç kullanıp kullanmadığını da değerlendiririz” dedi.

Sosyal medyanın yalnızca gülüş değil, genel olarak insan bedeni üzerine de belli bir güzellik ve estetik algısı yaratarak tek tip bir “güzel” kavramı oluşturmaya hizmet ettiğini düşündüğünü de sözlerine ekledi.

“Gülüş estetiği” doğrudan bir tedavi başlığı değil

“Gülüş estetiği”nin direkt bir tedavi başlığı olmadığını ifade eden Tekelioğlu, dokuların sağlık ve estetik yönünden neye ihtiyacı varsa o yönde bir planlama ve tedavi yaptıklarını kaydederek, bu sürecin diş taşı temizliği, dolgu, beyazlatma, diş etlerine yapılacak cerrahi düzenlemeler, zirkonyum veya porselen kaplamalar, gerekli görüldüğünde ortodontik tedaviler ya da ileri düzey çene operasyonlarına kadar farklı işlemleri içerebildiğini ifade etti.

Son yıllarda bilgisayar destekli dijital sistemlerle işlem öncesinde hastaya son halinin görüntüsünün gösterildiğini ve sürecin bu şekilde planlandığını belirten Tekelioğlu, bu sayede çoğunlukla hastaların memnun kaldığını söyledi. “Bu noktada hastamızın ne istediğine ve neye ihtiyacı olduğuna odaklanmak önemlidir,” diyen Tekelioğlu, sosyal medyanın oluşturduğu estetik baskı ile tıbbi ihtiyaçların karıştırılmaması gerektiğini vurguladı.