Bu haftaki Cuma hutbesinde Denizli’deki camilerde İslam’ın temel ahlaki ilkelerinden biri olan hayâ konusu işlendi. Türkiye genelindeki camilerde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan "Hayâ: Allah’ın Emri, Fıtratın Gereği" başlıklı hutbede, hayânın imanla olan bağına dikkat çekildi.
Hutbede, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.s), “Hayâ imandandır” hadisi hatırlatılarak, hayânın Müslüman’ın hayatındaki merkezi rolüne vurgu yapıldı. Hayânın, sadece bireysel bir duygu değil, imanın bir yansıması ve insanı kötülükten koruyan bir kalkan olduğu ifade edildi.
Günümüzde mahremiyetin açıkça ihlal edildiği, özellikle moda ve medya aracılığıyla çıplaklığın teşvik edildiği bir çağda yaşandığına dikkat çekilen hutbede; kadın ve erkek fark etmeksizin toplumda iffetli giyinmenin önemi anlatıldı. Dar ve şeffaf kıyafetlerin, Allah’ın örtünme emrini ihlal ettiği belirtilerek, bu tür giyim tarzının Peygamberimiz tarafından “giyinik çıplaklık” olarak nitelendirildiği hatırlatıldı.
Hutbede ayrıca, sadece beğenilmek veya modaya uymak için vücut üzerinde yapılan değişikliklerin – estetik ameliyatlar veya dövmeler gibi – fıtratı bozduğu ve Allah’ın yarattığını beğenmemek anlamına geldiği vurgulandı. Bu davranışların şeytanın vesvesesiyle yapıldığı, Kur’an-ı Kerim’de de bu tür değişikliklerin açıkça kınandığı ifade edildi.
Bazı dizi, sinema, dijital yayın ve reklamlarda normalleştirilmeye çalışılan çıplaklık anlayışının “özgürlük” değil, ahlaki bir çöküş olduğu belirtilen hutbede, bu anlayışın aile kurumuna ve toplumsal değer yargılarına zarar verdiği dile getirildi.
Hutbede, Nur Suresi'nin 30. ve 31. ayetlerine yer verilerek hem mümin erkeklerin hem de mümin kadınların gözlerini haramdan sakınmaları, iffetlerini korumaları ve tesettüre riayet etmeleri gerektiği hatırlatıldı. Bu konuda toplumsal sorumluluğun yalnızca bireylere değil, ailelere ve tüm topluma ait olduğu ifade edildi.
Son olarak, hutbede modernlik adı altında yapılan ahlaki aşınmalara karşı uyarıda bulunularak, edep ve hayâya sırt çevirmenin çağdaşlık değil, insan fıtratına aykırı bir ilkelik olduğu ifade edildi.