İÇİMİZDE KALAN MUCİZELER

Hayatın koşturması içerisinde içinde çoğu zaman fark edemediğimiz, unuttuğumuz şeyler vardır: bir çocuğun gülümsemesi, sıradan bir günün içinde saklı kalan mucizeler… Denizli’de yaşanan bir olay, basit ama güçlü gerçeği yeniden bizlere hatırlattı. Hatırlatmayla kalmayıp hepimizin yüzlerinde tatlı bir gülümseme bıraktı.

Denizli’deki 5 yaşındaki Sukeyna Bolukoç’un doğum günü için annesinin aracına astığı küçük bir not, “Bugün kızımın doğum günü, kornanıza basar mısınız?”,şehrin dört bir yanındaki sürücülerin kalplerine dokundu. Taksiciler, minibüs şoförleri, özel araç sahipleri… Hepsi küçük bir korna sesiyle minik bir çocuğun mutluluğunu paylaşmaya ortak oldular. Trafik bir an için durdu, korna sesleri yükseldi. Yüzlerde yerine küçük bir gülümsemeye bıraktı.


Bu olay sadece bir doğum günü kutlaması değil. Toplum olarak ne kadar empati kurabildiğimizin, farklılıklarımızla ne kadar güzel olduğumuzun bir simgesi konumundaydı. Sukeyna Down sendromlu bir çocuk; bu nedenle küçük bir jest, onun ve ailesinin dünyasında büyük bir anlam taşıdı. Farklılıkların bir eksiklik değil, asıl onlarla renkli ve güzel olduğumuzu bir kez daha bize hatırlattı.


Bu küçük ama yüreklerde büyük anlam taşıyan olayın en dikkat çekici yanı ise sıradan bir eylemin gündelik yaşamdaki yankıya dönüşmesi. Bir korna sesi basit bir şey gibi görünse de -ki normal bir zamanda bir korna sesini bizleri ne kadar rahatsız edici olduğunu biliyoruz-korna seslerini anlamlı br şey için çalması ise bu sefer bir sevgi ve dayanışma yaratıyor. Bu küçük eylem, “Dünya bir günlüğüne güzelleşti” ifadesinin hakkını verir nitelikte. Çünkü iyilik ve empati, ne zaman, nerede ve kim tarafından yapılacağı belli olmayan mucizeler yaratabilir.
Bu olay üzerine medyanın bu olayı haberleştirmesini de yüzlerde tatlı bir gülümsenin bırakılmasında etkisi büyük. İnsanlar sadece kendi çevrelerinde değil, farklı yerlerde yaşanan görülen şeyleri paylaşarak toplumda daha fazla yankı uyandırırak güzel şeylerin paylaşılmasını vesile oluyor. Sukeyna için atılan küçük bir korna sesi, başka şehirlerdeki, başka köydeki insanların kalbine de dokunuyor, benzer duyarlılığı uyandırıyor aynı sesin yükselmesine yol açıyor. O ses ise: “güzel kalpli insanlar hala var…. “


Hayattan aldığımız dersler her zaman kötü bir surum yaşayıp aldığımız dersler değildir. İyi şeylerden de ders çıkarabiliyor olmamız gerekir. İşte bu olayda da de en önemli ders, iyiliğin büyük olması gerekmediği. Bazen içten bir gülümseme, bazen bir kornaya basmak, bazen de tanımadığımız birine gösterilen basit bir ilgi, dünyayı – en azından bir günlüğüne – güzelleştirebilir. Sukeyna’nın gülümsemesi bize şunu hatırlatıyor: İnsanlık, küçük anlarda saklıdır. Çevremizde her gün, biraz daha fark etmemiz ve katılmamız gereken bir güzelliklerle çerçevelenmiş. Bize düşen de bunları fark edip yakalayabilmek.


Toplum olarak, insanlık olarak bu küçük mucizeleri çoğaltmak elimizde. Her günkü hayatın yoğun temposu içerisinde kaybolan insanlığı, bir an durup fark etmek yeter. Çünkü dünyayı değiştirmek için büyük kahramanlıklara gerek yok; bazen sadece bir çocuğu mutlu etmek ve bir anlığına dünyayı güzelleştirmeye yeterdir bekli de…