İstanbul’da bir aile, basit bir yiyecek içecek tüketimi sonucunda hayatını kaybetti. Bir başka genç kadın, bir fincan Türk kahvesi içtikten sonra yaşam mücadelesi vermeye başladı. Bu olayların ortak noktası ise ne yazık ki ihmal, denetimsizlik ve insan hayatının ülkemizde ne kadar basit olması.
İstanbul’daki olayda, Almanya’dan Türkiye’ye tatile gelen dört kişilik bir aileden geriye kimse kalmadı. Üç ve altı yaşındaki iki küçük çocuk… Annenin ardından günlerce yaşam mücadelesi veren baba Servet Böcek de 17 Kasım’da hayata veda etti. Bir aile, bir masada yenen yemekten mi yoksa kaldıkları otelden mi zehirlenerek hayatlarını kaybettikleri halen belli değil.
Olayın ardından gözaltına alınan 11 kişiden dördünün tutuklanması, yaşanan acıyı dindirmiyor; sadece olayın ciddiyetinin altını çizdiğini bizlere gösteriyor. Daha bu büyük acının izleri tazeyken Beyoğlu’ndan bir haber daha geldi. Genç mühendis Ayben Özçilingir Turtura, bir kafede içtiği Türk kahvesi sonrası fenalaştı. Yapılan incelemelerde endüstriyel bulaşık deterjanının evet, yanlış duymadınız, kostik maddelerin kahve şişelerine doldurulduğu ortaya çıktı. Ayben’in boğazı, yemek borusu, midesi ve hatta akciğerleri yanmış durumda. Yoğun bakımda canla başla yaşama tutunmaya çalışıyor.
Artık düşünmemiz gerekiyor... Bir fincan kahve ve bir aile yemeği, bu ülkede bir insanın hayatını elinden alabiliyorsa ortada büyük bir sorun var demektir. Ve bu sorun tesadüflerle, bireysel hatalarla açıklanamaz. Bugün artık “denetimler artırılmalı” demek bile hafif kalıyor. Hayatlarımızın tehlikeye atılmadığı, evlat acılarının yaşanmadığı bir Türkiye dileğiyle…