Sonbahara girmemizle birlikte az da olsa serinleyen havalar, kışı yeniden bizlere haber vermeye başladı. Ama gerçekten bu yıl zor bir yaz yaşadık.
Bir taraftan aşırı sıcaklarla bunalırken, hatta Denizli’de son yılların en sıcak yazı desek yeridir. Termometreler 43 dereceye kadar çıktı. Diğer yandan aşırı sıcaklarla birlikte yaşanan orman yangınları da ciğerlerimizi yaktı. Denizli’de Honaz ve Buldan’da meydana gelen iki büyük orman yangını güçlükle kontrol altına alınarak söndürülürken, binlerce hektarlık ormanlık alan kül oldu.
Bu yazın aklımıza kazınan bir diğer konu ve bence en önemlisi ise su sıkıntısı oldu. Yaşanan aşırı sıcaklar ve yağışların yetersizliği, birçok barajda su seviyelerinin kritik noktalara düşmesine neden oldu. Bir taraftan orman yangınları, diğer taraftan su sıkıntısı, doğanın ve dünyanın artık alarm vermeye başladığını ve acil önlem alınması gerektiğini gösterdi.
Peki bu kış ne yapmalıyız? Temennim, bol ve afetsiz yağışların olması, barajlarımızın ve doğamızın suya doymasıdır. Ancak bu yağışlar olurken suyun akıp gitmesine seyirci kalmamalı, suyumuzu nasıl koruyacağımızı düşünmeliyiz. Aksi halde, bu yaz olduğu gibi önümüzdeki yaz da daha kurak ve sıkıntılı geçecektir.