KENE: KÜÇÜK AMA TEHLİKELİ BİR DÜŞMAN

Son günlerde sosyal medyada dolaşan kene görüntüleri, "istila" haberleri ve endişe dolu paylaşımlar, özellikle yeşil alanlarda vakit geçirenleri tedirgin ediyor. Ancak Sağlık Bakanlığı'nın açıklaması, durumu net bir perspektife oturtuyor: "Türkiye’de kene yoğunluğunun önceki yıllara göre artış gösterdiğine dair bir veri yok." Peki bu durumda korkuyla değil, bilinçle hareket etmek neden önemli?

Panik Yaymak Yerine: Hangi Keneler Tehlikeli?

Her kene hastalık bulaştırmaz. Türkiye’de en çok korkulan hastalık, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA). Ancak bu virüsü taşıyan keneler, özellikle belirli bölgelerde (Orta Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu) yoğunlaşıyor. Yeni tartışılan "Haemaphysalis longicornis" türü ise henüz yaygın bir tehdit oluşturmuyor.

"Biyolojik Silah" Söylentileri: Bilim Ne Diyor?

Komplo teorileri, kene popülasyonlarını "dış güçlerin oyunu" olarak gösterse de, iklim değişikliği, tarım alanlarının genişlemesi ve doğal yaşam dengesinin bozulması gibi faktörler daha gerçekçi açıklamalar. Keneler her zaman vardı; farkındalık arttıkça haberleşme de artıyor.

Ne Yapmalıyız?

En doğrusu derhal bir sağlık kuruluşuna giderek profesyonel yardım almak.

Kendiniz çıkarmanız gerekiyorsa eldiven takın veya bir peçeteyle keneye dokunun.

İnce uçlu bir cımbızla kenenin ağız kısmından (deriye yapıştığı yerden) nazikçe tutun.

Yavaşça ve düz bir hareketle çekin, asla bükmeyin veya sıkmayın.

Otlak, orman ve yüksek otlu alanlarda açık renkli, kapalı kıyafetler giyin.

Dışarıdan dönüşte vücudu (özellikle koltuk altı, kasık, kulak arkası) kontrol edin.

Korkmayın, Tedbir Alın!

Kene ısırması ciddiye alınması gereken bir durum olsa da doğru müdahale ve korunma yöntemleriyle riskleri en aza indirebilirsiniz. Eğer şüpheli bir durumla karşılaşırsanız, en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmaktan çekinmeyin.

Sağlıklı ve keyifli bir yaz geçirmeniz dileğiyle...