Engelli vatandaşlarımızın hayata eşit ve onurlu bir biçimde katılımını sağlayacağı , “Kimseyi geride bırakmayan” projeler ve çalışmalar ile mümkündür. Her ferdinin eşit, erişilebilir ve güvenli bir yaşam hakkı olduğunu hiçbir zaman unutulmamalıyız. Engelli bireylerin eğitimden istihdama, sağlıktan sosyal yaşama kadar her alanda fırsat eşitliği sunmak herkesin temel bir görevi olmalı.
Denizli’de de bu anlayışla, engelli bireylerin yaşamını zorlaştıran fiziki ve sosyal engelleri kaldırmak için çalışmalar kararlılıkla sürüyor. Ulaşılabilir bir şehir inşa etmek, yalnızca rampalar yapmak ya da kaldırımları düzenlemekten ibaret değil, aynı anda zihinlerinde dönüşümlerini sağlamak çok önemli.
Bugün engelli bireylerin karşılaştığı güçlükleri yalnızca 3 Aralık’ta hatırlamak, bir vicdan rahatlatma biçiminden öteye geçemez. Bu güçlükleri yılın her günü görmek, anlamak ve çözmek zorunda olduğumuzu unutmalıyız. Çünkü engelli hakları bir lütuf değil; evrensel insan haklarının ayrılmaz, vazgeçilmez bir parçasıdır. Çocuğun eğitim hakkı, bir gencin istihdam hayali, bir annenin güvenli bir şekilde sokağa çıkabilmesi ya da bir vatandaşın toplu taşımaya bağımsızca binebilmesi herkesin olduğu gibi özel bireylerinde hakkıdır. Bunların hiçbiri “ayrıcalık” değil, temel haklardır. Bu hakları teslim etmek ise toplumsal bir sorumluluktur. Çünkü gerçekten eşit bir toplum, kimsenin geride bırakılmadığı toplumdur.