Denizli Haber- Çal Sanayici ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Denizli Kanatlı Eti Üreticileri Birliği Başkanı İnş. Müh. Erdinç Hayta, Menderes Nehri’ndeki su krizinin giderek derinleştiğini belirterek, hem tarımsal üretimin hem de doğal yaşamın tehdit altında olduğunu vurguladı. Hayta, özellikle Dinar kaynaklı suların Tarım ve Orman eski bakanımız sayın Veysel Eroğlu döneminde kurulan seddeler ile engellendiğini, barajlarda su birikiminin artık mümkün olmadığını ifade etti. Suyun tamamının Dinar bölgesinin sulamasına yönlendirildiğini belirtti.
Menderesi besleyen Işıklı Barajı’na Dinar’dan gelen suyun, Afyon sınırında kesildiğini belirten Hayta, “Dinar bölgesindeki arazilerin sulanabilmesi için basınçlı sulama sistemleri yapılarak, ışıklı barajımızı besleyen kaynakların bu sulamalara çevrilmesi ile menderese su gelişinin önüne geçildi ve baraj su toplayamaz hale geldi. Menderes Nehri’ne su verilemiyor.
1950 li yıllarda su planlaması yapılarak menderes nehri üzerine yeni barajlar, hidroelektrik santral, sulama sistemleri vb. projeleri yapılmış ve suyun yönetimi bu projelere göre yürütülmekte idi. Bu kadar yatırım şu an susuzluk sebebi ile atıl kalmakta. Planlama yapılırken kaynağın en verimli kullanımı göz önüne alınmalı.
Baklan ovasında sulanan alan %50 azaltıldı ve dönüşümlü su verilmeye başlandı. Buda yeterli gelmemektedir. DSİ ise her yıl sulamaya açık alan için üç kez sulama yapılabilir diyerek ücret alıyor ama iki kez su veriyor ve sulama sürelerini de kısıtlıyor. Bu nedenle ürün verimi düştü” dedi.
“Canlı Hayat Yok Oldu”
Hayta, önceki dönem Başbakanlarımızdan merhum Adnan Menderes döneminde Menderes Nehrinin su kullanım hakkını söke ovasına tahsis etmiş ve yıllarca Denizli sınırlarından akan giden nehirden bölgemiz su kullanamamıştı. Son dönemlerde çıkarılan yönetmeliklerle illerin su kaynaklarını kendi kullanımlarına verilmesi ile Afyon sınırında sularımız tamamen kesildi. Canlı hayat yok oldu; birikintilerde bile yaşam kalmadı” diye konuştu.
“Kaçak Sondaj Devlet Eliyle Teşvik Ediliyor”
Yöre halkının susuzluktan dolayı zor günler yaşadığını belirten Hayta, “ Afyonlu siyasiler kendi çıkarlarını ön planda tutuyor. Susuzluk ile ilgili o kadar ses varken daha 2 ay kadar önce 17 Nisanda 26 milyon 65 bin lira bedelli Dinar Çapalı Yer Altı Sulama Sistemi yapım işi sözleşmesi Dsi tarafından imzanmış. Bölgemizde ise vatandaş kepçelerle su arıyor. Kaçak sondajlar yaygınlaştı ve devlet bu sondajlardan sulama ücreti alarak sulamaya izin veriyor” ifadelerini kullandı.
“Baklan Ovası’nda Obruk Tehlikesi”
Hayta, kontrolsüz sondajların tıpkı Konya Ovası’nda olduğu gibi Baklan Ovası’nda da obruk tehlikesini artırdığını belirtti: “Ruhsatsız sondajlarla araziler sulanıyor. Ruhsatlı sondajlardan çıkan su miktarı giderek azalıyor. Ruhsatlı sondajlarda susuz kalma tehlikesi ile karşı karşıya. Yeraltı su kaynakları tükeniyor. Bu gidişle daha da kötü olacak.”
“Siyasi Destek Yetersiz”
Işıklı barajını besleyen Dinar bölgesinden gelen kaynaklardan suyun serbest bırakılması ve Baraj kapaklarının açılması için yetkililerden destek göremediklerini belirten Hayta, “İklim yasalarıyla su yönetimi daha da zorlaşacak. Siyasiler, bölgenin ihtiyacını görmezden geliyor. Tarım ve hayvancılıkla geçinen halkımız susuzlukla baş başa bırakıldı” diyerek yetkililere çağrıda bulundu.
852 yıllık, UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan geleneğimiz Sudan Koyun Geçirme Ve Çoban Bayramı Festivalimiz mendereste su olmaması sebebi ile bir çok kez olduğu gibi bu senede iptal edilmek zorunda kaldı.