Teknoloji Haber - Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Bayat, dijital altyapılara yapılan yatırımların önemini ve Türkiye'nin bu konuda attığı adımları AA Analiz için kaleme aldı.

***

Dünya, 2025 itibarıyla tarihin en yoğun teknoloji rekabetlerinden birine sahne oluyor. Günümüzde, uluslararası sektör analizlerine göre dünya genelinde yaklaşık 12 bin civarında veri merkezi faaliyet gösteriyor. Bu veri merkezlerinin 11 bin 800'ü merkezi aktif tesis niteliğindedir. Bunların 1136'sı hiper ölçekli tesislerdir. İlgili veri analizlerinin binin üzerinde olan bölümü hiper ölçekli, yalnızca teknik değil aynı zamanda stratejik nitelik taşıyan teknolojik tesislerden oluşuyor. Uluslararası pazar araştırmalarıyla bilinen Synergy Research Group, bu tesislerin sayısının ve ortalama büyüklüğünün her yıl hızla arttığını ortaya koyuyor.

Veri merkezi ve yapay zeka altyapılarına yatırım çağı

Uluslararası pazarda teknoloji kullanımlarının altyapısını oluşturan yapay zeka uygulamalarındaki artış, otonom sistemlerin gelişimi ve bulut bilişimin ekonominin merkezine yerleşmesini sağlamıştır. Bugün veri merkezleri, sadece bilgi işlem altyapılarını oluşturmakla kalmayıp, ekonomik güç üretiminin, teknolojik rekabetin ve stratejik bağımsızlığın temel unsurları haline gelmiştir.

Bu noktada, uluslararası yatırımların hızlı dönüşümü gözle görülür bir şekilde belirginleşmiştir. Uluslararası basına ve sektör raporlarına baktığımızda, Kanada yaklaşık 70 milyar dolar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) 40 milyar dolar ve Güney Kore 35 milyar dolar gibi rakamlarla projelere yatırım yapıyor. Bu örneklere bakacak olursak dünyada veri merkezi ve yapay zeka altyapılarına milyarlarca dolar yatırım yapılması hedefleniyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) ise durum, 11 hiper tesisi aynı anda inşa etmesiyle diğer ülkelere kıyasla daha farklı ilerliyor. ABD büyük teknoloji şirketlerine sahip ülke konumunu korumak istiyor. Bu nedenle, devletin yatırım fonları aracılığıyla çok sayıda hiper veri merkezi projesini hayata geçirmesi bekleniyor. Avrupa Birliği'ne (AB) ise sanayileşmede uluslararası alanda yerini korumak amaçlı, "egemen hesaplama kapasitesi’’ politikasıyla teknolojik alanda dışa bağımlılığı azaltmayı düşünüyor. Uluslararası alanda Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya-Pasifik ülkelerinin yatırımlarının veri merkezlerine yoğunlaştığı görülüyor. Bu noktada, teknolojik kapasitenin yapay zeka modelleriyle nasıl geliştirildiği ve veri ekonomisinin hangi konumlar çerçevesinde belirginleştiği görülüyor.

Türkiye'nin adımları

Türkiye açısından bakıldığında ise bu süreç, Milli Teknoloji Hamlesi ile birlikte tarihi bir kırılma noktasına işaret ediyor. Savunma sanayisinde yerli ve milli üretimle elde edilen kazanımların, dijital altyapı ve veri egemenliği alanına taşınması artık stratejik bir zorunluluk haline gelmiştir. Günümüzde, veri merkezleri devletler için sadece teknolojik yatırımlar değil, ekonomik bağımsızlık ve ulusal güvenliğin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyor. Türkiye jeopolitik konumu itibarıyla Avrupa, Orta Doğu ve Kafkasya hattının kesişim noktasında yer alıyor. Bundan dolayı Türkiye, düşük gecikme süresi, iyi kurgulanmış telekomünikasyon altyapısı ve enerji arz çeşitliliği olanaklarıyla uluslararası alanda veri akışının stratejik geçiş noktalarından biri olma potansiyeline sahip bir ülke konumundadır. Türkiye yeni nesil veri merkezi yatırımları açısından önemli bir odak noktasıdır.

Bu perspektifte bakıldığında, Turkcell ile Google Cloud arasında kurulan işbirliği sayesinde Türkiye’nin Milli Teknoloji Hamlesi kapsamında hiper veri merkezi tasarımlarının ilk adımları atılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Yatırım Ofisi ve Google Cloud'un resmi açıklamalarına bakacak olursak söz konusu işbirliği kapsamında Türkiye'de yeni bir bulut bölgesinin kurulması hedefleniyor. İlgili altyapı üzerinden sunulacak olan yapay zeka ve büyük veri hizmetleri olan finans, lojistik, sağlık teknolojileri alanlarında önemli verimlilik artışları sağlaması bekleniyor. Devlet ve özel sektör işbirlikleri, uluslararası pazarda teknolojik ürün gelişimi ve kalitesi yönünden katkı sunar. Bu sebeple, girişimcilik alanlarında yeni şirketlerin hızla uluslararası ortamda gelişmesine yol açması bekleniyor.

Sonuç olarak, veri merkezleri artık yalnızca dijital altyapının bir parçası değil; ekonomik bağımsızlığın, stratejik özerkliğin ve küresel etki gücünün en somut göstergelerinden biri haline gelmiştir. Bu nedenle Türkiye'nin dijital kapasite yarışında aktif ve yön verici bir rol üstlenmesi, Milli Teknoloji Hamlesi’nin tamamlayıcı bir adımıdır.

Dijital çağda söz sahibi olmanın yolu, veriyi yöneten, işleyen ve değer üreten bir altyapıyı ülke sınırları içinde inşa etmekten geçer. Bu yapı, doğru yatırım ölçeği ve uzun vadeli bir stratejiyle desteklendiğinde Türkiye’yi yalnızca veri tüketen bir ülke olmaktan çıkararak; bölgesel teknolojiyi yönlendiren, yapay zeka altyapısının merkezlerinden biri haline getirebilir. Bu bakımdan ilgili süreç önümüzdeki 20 yılın ekonomik, teknolojik ve jeopolitik dengelerinde Türkiye’nin yerini belirleyecek stratejik bir tercihtir. Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu ve milli aktörlerin öncülüğünde atılacak sağlam adımlar Türkiye’yi dijital çağın kurallarını belirleyen ülkelerden biri hâline getirilmesini sağlayacaktır.

Emekli fen bilgisi öğretmeninin dikkati yeni bitki türünün keşfini sağladı
Emekli fen bilgisi öğretmeninin dikkati yeni bitki türünün keşfini sağladı
İçeriği Görüntüle

[Prof. Dr. Oğuz Bayat, Yeditepe Üniversitesi Araştırma Geliştirme ve İnovasyondan Sorumlu Rektör Yardımcısıdır.]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Kaynak: AA