Akran zorbalığının fiziksel, sözel, duygusal, cinsel ve siber zorbalık olarak çocukların karşısına çıkabileceğini dile getiren Çocuk, Ergen ve Aile Danışmanı Burcu Vayvada, aileleri uyardı. Vayvada, “Akran zorbalığı sadece fiziksel şiddet değildir. Toplumda genellikle zorbalık denilince itme, vurma gibi fiziksel eylemler düşünülebiliyor. Sözel zorbalık, sosyal, siber zorbalık, sosyal medya uygulamaları veya oyun platformları üzerinden hakaret etme, fotoğraf paylaşma, iftira atma gibi birçok durum zorbalık olarak tanımlanabilir. Akran zorbalığı sessizce yaklaşır, çocuklar çoğu zaman olan biteni tam olarak adlandıramazlar; çünkü kendilerini suçlu ya da utanç içinde hissedebilirler. Akran zorbalığı yaşayan çocuklar genellikle bunu doğrudan ifade edemeyebilirler. Ancak bazı davranışsal ve duygusal ipuçları ailelere bu konuda sinyal verebilir aileler bu davranışlara dikkat etmelidir” dedi.
“Çocuğunuz görünmeyen bir savaşın içinde olabilir”
Çocuklarda görülebilecek davranış değişikliklerine dikkat çeken Vayvada, “Çocuk neşeli iken birden içine kapanabilir. Karın ağrısı, mide bulantısı bahaneleriyle okula gitmek istemeyebilir. Derslere ilgisizlik, konsantrasyon zayıflığı, notlarda düşüşler olabilir. Arkadaşlarıyla görüşmek istemeyerek, yalnız kalma isteği artabilir. Evde daha sinirli ya da tam tersi daha içine kapanık olabilir. Severek yaptığı şeylere karşı ilgisi azalabilir. Vücutta yaralanmalar olabilir. Sık sık okul eşyalarının kaybolması ya da zarar görmesi görülebilir. İştahsızlık ya da aşırı yeme davranışı görülebilir. Kabuslar, gece uyanmaları, uyuyamama görülebilir. Üzgün, mutsuz, çaresiz hissetme, kendini yetersiz değersiz hissettiğini dile getirebilir. Bu belirtiler, "sadece ergenlik "değildir. Çocuğunuz görünmeyen bir savaşın içinde olabilir” şeklinde konuştu.
“Çocuk, suçlanmadan dinlenmelidir”
Çocuğun yaşadıklarını anlatma sürecinde ailelere tavsiyelerde bulunan Vayvada sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuğunuz size yaşadıklarını anlatıyorsa, kendini güvende hissediyor demektir. Onu hemen sorgulamak ya da çözüm üretmek yerine önce sadece dinleyin. En önemlisi çocuğu suçlamadan dinlemek. "Sen ne yaptın da sana böyle davranıyorlar?” gibi cümleler çocukta daha fazla kırılmaya, suçluluk duygusuna, içine kapanmasına neden olabilir. Destekleyici ve açık uçlu ifadelerle yaklaşılmalı. "Üzülmen çok normal, senin yerinde olsam ben de korkardım" gibi cümlelerle duygularını onaylayarak, "Bu durumu birlikte aşacağız, senin yanındayım" diyerek yalnız olmadığını birlikte çözüm bulacağınızı hissettirin. Zorbalık okul ortamında yaşanıyorsa rehber öğretmenle, sınıf öğretmeniyle, okul idaresi ile iletişime geçilmelidir. Ama bunu çocuğu rencide etmeyecek bir dille, gizlilikle yapmaya özen gösterilmelidir."