Arşiv zenginliği bakımından sık sık eksikliği hissedilen Denizli, nadir de olsa geçmişine dair izleri sinema perdesinde bulabiliyor. 1974 yılında çekilen ve başrollerinde Kadir İnanır ile Selma Güneri’nin yer aldığı “Askerin Dönüşü” filmi, hem Yeşilçam’ın klasiklerinden biri hem de Denizli’nin hafızasını tazeleyen bir eser olarak öne çıkıyor.
Film, askerlik görevinin son gününde bir kaçakçıyı öldürmek zorunda kalan Ali’nin (Kadir İnanır) vicdanıyla baş başa kalmasını ve bu yükten kurtulmak için kaçakçının memleketi olan Denizli’ye yaptığı içsel ve fiziksel yolculuğu konu alıyor. Ancak filmi asıl özel kılan, Yeşilçam estetiğiyle harmanlanmış, 1970’li yılların Denizli’sinden sunduğu gerçek şehir görüntüleri.
Denizli Sokaklarında Bir Film Seti
Ali’nin Denizli’de dolaştığı sahnelerde dönemin kent dokusu net şekilde görülebiliyor. Bugün tamamen değişmiş olan pek çok yer, filmdeki haliyle izleyiciyi şaşırtıyor. Namık Kemal İlköğretim Okulu, dönemin eğitim yapılarından biri olarak sıkça kareye giriyor. Okulun önünden geçen ve o zamanlar üzeri açık akan Dumlupınar Deresi, zaman içinde üzeri kapatılarak caddeye dönüştürülmüş ve adını da buradan almış: Dumlupınar Caddesi.
Kentin Tanınmaz Hali
Görüntülerde bugünkü kent merkezinde yer alan bazı bölgelerin o yıllarda adeta ormanlık bir arazi gibi görünmesi, izleyenleri şaşkına çeviriyor. Özellikle şimdilerde ekmek üretimi yapılan Çıtır Ekmek Fabrikası’nın bulunduğu alan, o dönemlerde neredeyse kırsal bir görüntüye sahip.
Sokaklarda dolaşan develer, şehirde hala yarı kırsal bir yaşam sürdüğünün göstergesi olurken, Gazi Bulvarı üzerindeki tek çok katlı yapı olan Merkez Bankası binası, dönemin mimarisine dair çarpıcı bir örnek sunuyor.
Denizli'nin Sinemasal Arşivi
Günümüzde Denizli’nin geçmişine dair görüntülere ulaşmak oldukça zor. Arşiv fotoğrafı ya da video kayıtlarının azlığı nedeniyle bu film, sadece bir sinema eseri değil; aynı zamanda kentin görsel tarihini belgeleyen bir yapıt olarak öne çıkıyor. “Askerin Dönüşü”, 50 yıl öncesinin sade, doğal ve henüz betonlaşmamış Denizli’sini gözler önüne seriyor.
Bu film sayesinde Denizli, hem Yeşilçam tarihinde hem de kendi kent hafızasında unutulmaz bir yere sahip oluyor.