Bolu'da yaşanan otel yangını faciası, bir kez daha güvenlik önlemleri ve denetimlerinin ne kadar hayati olduğunu gözler önüne serdi. Yangın gibi felaketlerin ardından yapılan denetimlerin, sadece acı olaylardan sonra gündeme gelmesi, ciddi bir sorunu işaret ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu olaydan sonra 81 ilin valiliklerine bir yazı göndererek, otellerin ve pansiyonların güvenlik denetimlerinin yapılmasını istemiştir. Denizli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı da bu kapsamda denetimlere başlamıştır. Ancak, bu adımların yetersiz olduğu bir gerçektir.
Yangın gibi felaketlerin yaşanmadan önce alınacak tedbirler, ne yazık ki genellikle görmezden gelinmektedir. Can kayıplarının önüne geçmek için gereken tüm önlemler, genellikle olaylar yaşandıktan sonra gündeme gelir. Oysa, yangın güvenliği denetimleri ve düzenlemeleri, sadece bir kriz anında yapılacak işlemler değil, sürekli ve etkili bir şekilde uygulanması gereken bir sorumluluktur. Denetimlerin, can kaybı yaşanmadan önce düzenli ve sistematik bir şekilde yapılması gerekir.
Çünkü, her bir denetim eksikliği, insan hayatı için büyük bir risk oluşturur. Her yıl birçok yangın, binlerce insanın yaşamını tehdit etmekte ve bazen bu tehlikeler can kaybıyla sonuçlanmaktadır. Yangın güvenliği, sadece yangın anında nasıl müdahale edileceğiyle ilgili değil, aynı zamanda binaların, özellikle kalabalık alanların yangına karşı nasıl hazırlandığı ile ilgilidir. Otel, pansiyon ve benzeri tesislerde yangına dayanıklı malzemeler kullanmak, yangın tatbikatları yapmak ve alarm sistemlerinin çalışır durumda olmasını sağlamak, yalnızca yasal zorunluluklar değil, aynı zamanda insani bir sorumluluktur.
Ülkemizde, yangın güvenliği konusunda pek çok düzenleme olmasına rağmen, uygulamaların eksikliği ve denetimlerin yetersizliği sıkça gündeme gelmektedir. Binalarda, özellikle turistik tesislerde denetimlerin sıkı bir şekilde yapılması, yangın tatbikatlarının düzenlenmesi ve güvenlik önlemlerinin arttırılması, aslında bunlar çok pahalı ve zorlayıcı işlemler değildir. Fakat, hayatı korumak adına atılacak bu küçük adımların, uzun vadede büyük kazaların önüne geçebileceği unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, her yangın olayından sonra alınan önlemler ve yapılan denetimler, bir noktada sistematik hale gelmelidir. Acı kayıpların ardından yapılan düzenlemeler yerine, bu tür olaylar yaşanmadan önce denetimlerin arttırılması, insan hayatının en önemli öncelik haline gelmesi gerektiğini unutmamalıyız. Yangın güvenliği sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Ve bu sorumluluğu yerine getirmek, hem devletin hem de işletme sahiplerinin ortak yükümlülüğüdür.