Hayatta hepimiz bir denge kurmaya çalışıyoruz. Günlük yaşamımızda kontrol edebildiğimiz şeyler var ve bir de ne kadar çabalasak da değiştiremeyeceğimiz olaylar. Bu iki alanı ayırt edebilmek, hem iç huzurumuzu sağlamak hem de daha sağlıklı kararlar almak için kritik bir beceri.
Öncelikle, neyi kontrol edebildiğimizi anlamak gerekiyor. Düşüncelerimiz, duygularımız ve tepkilerimiz tamamen bizim elimizde. Bir olay karşısında nasıl hissedeceğimizi, nasıl tepki vereceğimizi seçebiliriz. Örneğin, yoğun bir trafikle karşılaştığımızda sinirlenmeyi mi tercih ederiz yoksa müzik açıp yolculuğun tadını çıkarmayı mı? İşte bu bizim kontrolümüzde.
Ancak kontrol edemediklerimiz de var: Hava durumu, başkalarının ne düşündüğü ya da geçmişte yaşananlar… İşte burası, çoğu insanın sıkıntıya düştüğü nokta. Başkalarının davranışlarını değiştirmeye çalışmak, pişmanlıklarla geçmişe takılmak ya da gelecekle ilgili sürekli kaygılanmak bizi sadece yorar. Oysa ki enerjimizi, değiştirebileceğimiz şeylere yöneltmek en doğrusu.
Bunun en iyi örneğini şu an yaşadığımız dünyada görebiliriz. Pandemi, doğal afetler, ekonomik krizler… Bunları bireysel olarak durduramayız ama kendi sağlığımıza dikkat edebilir, tasarruf yapabilir, topluma katkı sağlayacak küçük ama etkili adımlar atabiliriz.
Hayat, kontrol edemediklerimiz karşısında nasıl durduğumuzla şekillenir. O yüzden her sabah kendimize şu soruyu sormalıyız: "Bugün hangi düşüncelerimi ve davranışlarımı kontrol edebilirim?" Cevabı bulduğumuzda, iç huzurumuzu da yakalamış olacağız.
Unutmayalım, biz sadece kendimizden sorumluyuz. Geri kalan her şey ise, akışına bırakmayı öğrenmemiz gereken birer hayat dersi.