Avrupa Birliği’nin Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nin verilerine göre, 2025 Temmuz ayı küresel olarak kayıtlara geçen en sıcak üçüncü temmuz ayı oldu. Ağustos ayını da merakla bekliyorum… Nedeni ise termometrelerin 40 derecenin altına bir türlü inmemesi...
Ağustos ayının ortasına geldik ancak sıcaklıklar her geçen gün tırmanmaya devam ediyor. Hafta sonu havalar nasıl olacak? diyen Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine bakmak istedim. Tahminler gerçekten can sıkıcı… Bu hafta Denizli’de termometreler 43’ü görecek. Sıcak havalar sadece kuraklık değil, aynı zamanda gündelik hayatın ritmini de alt üst etti.
‘Serinlemek lüks hale geldi’ desek yalan olmaz sanırım. Denizlililer çareyi parklarda, bahçelerde ve AVM’lerde arıyor. Yaşlılar ve kronik hastalar için sıcak havalar ciddi bir sağlık riski de taşıyor. Her yıl sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde olduğu haberlerini manşetlerden okuyoruz. Bu sıcaklar iyi değil ancak bizlere de yaşadığımız şehirleri daha yaşanabilir hale getirmemiz gerekiyor. Küresel ısınma, iklim değişiklikleri, yeşil alan eksikliği ve çok daha fazla etken sıcak, kavurucu yazların başlıca sebepleri arasında yer alıyor. Denizli her yıl ülkede kuraklıktan ve sıcak havadan fazlasıyla nasibini alıyorken, bir seferberlik başlatılsa iyi olmaz mı? Yeşil olan Denizli’yi daha da yeşil yapmak bizim elimizde…
Umarım bu sıcak yaz aylarından gerekli dersleri çıkartırız. Çünkü sıcaklar geçici, etkileri ise kalıcı olabiliyor. Sağlığımızdan, ormanlarımızdan ve daha fazlasını kaybettik ve kaybetmeye devam ediyoruz. İklim değişikliği ve küresel ısınma dünyanın bugüne kadar gördüğü en büyük tehditlerden bile daha korkutucu… Beni asıl korkutan ise iklim ve dünya her geçen gün değişirken, bizlerin asla bu tehlikelere karşı bir önlem almaması ve değişmemesi… Umarım geç uyanmayız.
Saygılarımla...