Bu hafta emeğin ilmek ilmek işlendiği, bir sektörden bahsetmek istiyorum. Bazılarımızın çocukluğunda da yer etmiştir; tütüncülük… Denizli’de özellikle Tavas, Kale ve Beyağaç İlçelerinde ağırlıklı olarak yerel halkın geçim kaynağı olan tütün bu yılda en büyük umut olmuş durumda. Öyle ki geçen yıla oranla tütün ekim sahası yüzde 30 artmış…

Tütün dikenlerin sayısı artmış olsa da belirsizlik alın terini gölgelemiş durumda. Umutla başlanan sezonda, endişe her geçen gün büyüyor. Tütün firmaları verdikleri avans sözlerini tutmazken, bu yıl tütünün ton fiyatının 305 bin TL olacağı konuşuluyor. Fiyat hoş gözükse de bir işçinin günlük yevmiyesi 2 bin TL’ye dayanmış. Hal böyleyken, tütün üreticisi nasıl para kazanacak?

Aşırı sıcaklar nedeniyle tarladaki toprak çatlarken, hem tütün hem de çiftçiler susuz… Aslında tütüncülük sadece bir geçim kapısı değil, bir asıra yakındır bir gelenek, kültür… O yüzden üreticilerin yaşadığı ekonomik belirsizlik, geleceğe olan umutları kırıyor.

Bölgedeki yetkililer, ‘Bu yıl sıkıntılı geçecek gibi görünüyor,” diyor. Bu cümle sıradan görünse de, binlerce tütün üreticisinin canını sıkmaya yetip, artıyor. Çünkü tütün üreticisi sabahın kör karanlığında tarlanın yolunu tutup, Ağustos sıcağında alın terinin karşılığını almak istiyor. Ne de olsa, emek alın terinin toprağa düşmüş duasıdır.

Tütün üreticisinin sesi olmak, bu toprağa ve insanımıza olan borcumuzdur. Bizler yazalım, belki çiftçimizin sesi duyulur.