2003 yılında başlatılan ücretsiz ders kitabı uygulaması bu yıl da devam ediyor. Aradan 22 yıl geçti, ama hâlâ öğrencilerimiz ders yılının ilk gününde sıralarında kitaplarını hazır buluyor. Bu, eğitim adına atılmış en önemli ve kalıcı adımlardan biri.
Denizli özelinde bakarsak; 2025-2026 eğitim öğretim yılı için hazırlıklar tamamlandı. 5 dağıtım merkezinde büyük bir titizlikle yürütülen çalışma sonucunda, 8 Eylül’de çalacak ilk ders ziliyle birlikte tam 2 milyon 32 bin 669 kitap öğrencilerin masasında olacak. Güzel bir rakam, güzel bir çaba.
Elbette velilerin okul alışverişi, kırtasiye masrafları, ek kaynak arayışları sürüyor. Ama tüm bunlara rağmen, devletin kitap yükünü omuzlarından alması önemli bir destek. Bir öğrencinin ilk gün “Kitabım var mı?” kaygısı yaşamaması, eğitime güvenle başlaması değerli.
Tam da burada bir başka sevindirici gelişmeyi de anmak gerekiyor. Hepimiz biliyoruz ki bir çocuğun eğitimi sadece okul kitaplarıyla başlamıyor. Güven duyacağı bir ortam, yanında olacak öğretmenler, işine rahat gidebilecek bir anne, eve döndüğünde huzurlu bir aile… Bunların hepsi eğitimin bir parçası.
İşte bu yüzden Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun hayata geçirdiği “Güneşli Günler Çocuk Gelişim Merkezleri” projesi bana göre çok değerli. Çünkü bu merkezler sadece kreş değil; çocuklar için güvenli, modern ve çağdaş bir yuva olacak.
Karşıyaka’dan Selçukbey’e kadar farklı mahallelerde açılacak bu merkezler, aslında ailelerin yıllardır dile getirdiği bir ihtiyaca cevap veriyor. Özellikle çalışan anneler için…
Bu adım aynı zamanda eşitlik demek. Çünkü ekonomik durumu sınırlı olan ailelerin en büyük kaygısı, çocuklarını kreşe gönderecek imkân bulamamak. Bu merkezlerle birlikte artık “Benim çocuğum geri kalır mı?” endişesi biraz daha azalacak.
Bazen küçük gibi görünen adımlar, aslında büyük değişimlerin habercisidir. Ücretsiz kitapların sıralarda hazır olması, belediyenin kreş sorununa el atması… Bunların hepsi aynı yere çıkıyor: Çocukların geleceğine yapılan yatırım.
Velhasıl, devletin ücretsiz kitaplarla eğitime omuz verdiği bir dönemde, yerel yönetimin de “çocukların güvenli alanı” için taşın altına elini koyması kıymetli. Eğitim dediğimiz şey yalnızca okul sıralarında değil, evin içinde, sokağın köşesinde, mahallenin merkezinde başlar. Ve görünen o ki, Denizli bu konuda “güneşli günlere” doğru bir adım atıyor.