Bir Yeşilçam oyuncusunu daha kaybettik, Engin Çağlar. Şişli'de geçirdiği motosiklet kazası sonucu hayatını kaybetti. "Motosiklet terörü" konusu bir kez daha gün yüzüne çıktı. Bu güzel şehirde yaşayan herkesin hayatında en az bir kez motosiklet çarpmasının eşiğinden dönüp kalbinin hızla çarpması trajikomik. Ama gerçek.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun son verilerine göre, ülke genelinde motosiklet kullanımı son beş yılda yüzde 90 arttı. Şu anda yollarda 7 milyondan fazla motosiklet bulunuyor. Ancak bu sayı arttığında trafik bilinci aynı oranda artmıyor. Pandemi döneminde alkışladığımız moto kuryeler, yollarımızda yine tehdit unsuru haline geldi. İnsanların kendilerinden değil, sistemin kendisinden: Her ne pahasına olursa olsun ceza puanı almamaya çalışan kuryelerden. Sistemsel olarak kontrolden çıkan bir veya iki kişi, küçük bir hatadan çok daha büyük bir etkiye sahip. Teslimatları zamanında bitirmek için zamanla yarışan bir kurye... her geç teslimat için ceza puanıyla... ne yazık ki zamanla yarışırken kendini ölü buluyor. Kırmızı ışıkta geçen ve yaya geçidini yanlış şeritten geçen sürücü? Sadece kendi hayatlarını değil, başkalarının hayatlarını da tehlikeye atıyorlar. Denizli'de her yerde motosikletler var; Gazi Bulvarı'ndan Çamlık'a her köşede ve gece gökyüzünü delen egzozlar... Artık herkesin aklında aynı soru: "Bir gün benim de başıma gelir mi?"
Çözüm nedir? Farkındalık, eğitim ve tabii ki sürücünün vicdanı.
Türkiye yavaş yavaş her yaştan insan için bir motosiklet cenneti haline geliyor. Ancak bu dönüşüm gerçekleşirken, trafik bilincinin de dönüşmesi gerekiyor... yoksa Engin Çağlar gibi nice hayatlar ihmalkârlık yüzünden yitip gidecek. Biraz daha az gaz ve biraz daha fazla vicdan, yollarda güvenliği sağlar.